Seçim gündeminin ülke sathına yayıldığı ve kutuplaştırıcı iletişimin bu gündemi belirlediği bir sürecin ardından, yoksullara karşı yükselen nefret söylemi, yoksullukla mücadeleyi zayıflatıyor. Bir insan hakkı ihlali olan yoksulluğa, diğer insan hakları ihlalleri ekleniyor.
Derin Yoksulluk Ağı Genel Koordinatörü Şeyma Batman, “Seçim sürecinin sert ve kutuplaştırıcı kampanyalara sahne olarak sonuçlanması, yoksullara karşı yükselen bir nefret diline sebep oldu. Bağışların ve bursların siyasal kutuplaşma nedeniyle kesilmeye başlaması derin yoksullukla mücadeleye sekte vuruyor. Burslarla okuyan kız çocuklarımızın bursu kesilme tehdidi ile karşı karşıya. Derin yoksulluk içinde sadece oy verenler değil, çocuklar da var. Oysa ki derin yoksullukla mücadele bir hak mücadelesi. Bağışların aniden ve haksız sebeplerle kesilmesi, hali hazırda sağlık, barınma, gıda gibi temel insan haklarına erişimi olmayan derin yoksullara ayrıca bir ekonomik şiddet uygulanması demek. Yoksullukla mücadeleye destek, siyasal tercihlere bağlanamaz ki bu tercihlerin de bilinmesi mümkün değil. Toplumun tüm kesimlerini bu mücadeleye destek vermeye ve derin yoksullukla mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi.